Yanınızdaki kadının hislerini umursamıyorsunuz. Koynunuzda acabalarla yatan kadınlarınız var, görmezden geliyorsunuz. Dişlerini sıka sıka bir şeyler bitmesin diye sabreden kadınlarınız var, çok yorgunlar fark edemiyorsunuz. Yüzünüze en iyi ihtimalle bir yabancıya bakar gibi bakan kadınlarınız var. Size güvenmeyen kadınlarınız var, size yaslanmaktan çekinen, sizin gücünüz ile övüneceğine, o gücün kendine zarar vermesinden korkan kadınlarınız var. Hatta fenası, ölüşünüzü, kurtuluş sayacak kadınlarınız var. Önünüze koyduğu yemek tabaklarını ağlayarak yıkamış kadınlarınız var. Sizinle yan yana yürürken, kafasını öne eğmeye mecbur bıraktığınız, tutmadığınız ellerini nereye koyacağını şaşırttığınız kadınlarınız var. Sürekli suç işlemiş hissettirdiğinizden, tedirgin, ürkek kadınlarınız var. Kırık kadınlarınız var ulan! Tepeden, tırnağa kırık. Kendini ‘’yok’’ hisseden kadınlarınız var. Varlığını, güzelliğini, neşesini, kaybettirdiğiniz kadınlarınız… Kendini ‘’hiç’’ hisseden kadınlarınız… Sizin sahip çıkamamışlığınızın cezasını çektirdiğiniz. Kendi ayıplarınızı üzerine yıktığınız, kendi beceriksizliğinize sebep gösterdiğiniz, kendi işe yaramazlığınıza ortak saydığınız kadınlarınız… Mutsuz kadınlarınız var, mutsuz. Mutsuz ettiğiniz kadınlar! Size mutsuz bakan kadınlar, sizi mutsuz karşılayan kadınlarınız var. Nasıl hazmediyorsunuz...