Bazı aileler vardır; başarıları sadece ticari rakamlarla değil, gönüllere dokunan hizmetlerle ölçülür. İşte Eren Ailesi tam da bu kategoride yer alan bir soyun adıdır. Anadolu’nun köklü şehirlerinden Bitlis’te doğmuş, oradan dünyaya açılmış, ama doğduğu toprakları asla unutmamış bir ailenin adı. Bugün Bitlis’in çehresini değiştiren yatırımların ardındaki güç, sadece sermaye değil; aynı zamanda aidiyet, vefa ve sorumluluk duygusudur.
Eğitimde Bir Devrim: Bitlis Eren Üniversitesi
Bitlis Eren Üniversitesi, sadece bir eğitim yuvası değil, aynı zamanda bir vizyonun, “memlekete borçluyuz” diyen bir anlayışın somutlaşmış halidir. Ahmet Eren ve kardeşleri, bu üniversiteyi bir hayalden alıp gerçeğe dönüştürdü. Tüm altyapısı, donanımı, kampüsüyle birlikte üniversiteyi kurarak devlete armağan ettiler. Böyle bir davranış, ancak yürekten gelen bir aidiyet duygusunun ürünüdür.
Sadece Taş Değil, Ruh da Kattılar
Yaptıkları camiler, spor kompleksleri, liseler... Her biri bir isim taşıyor, ama bu isimlerin ardında sadece kişiler değil; değerlere bağlılık, geçmişe saygı, gençliğe umut var. Memduh Eren Camii, Ziya Eren Spor Lisesi, Nurullah Öğretmen Lisesi… Her biri bir vefa mektubu gibi duruyor Bitlis’in yamaçlarında.
Sanayiyle Değişen Kader: İplik Fabrikası
Eren Ailesi'nin Bitlis’in Rahva bölgesine kurduğu 200 milyon dolarlık iplik fabrikası, sadece ekonomik değil sosyal bir devrimdir. Binlerce kişiye istihdam sağlanmış, göç tersine çevrilmiş, gençlere “gelecek” yeniden tanımlanmıştır. Fabrika, işsizliğin değil üretimin sembolü olmuştur Bitlis’te.
Turizmle Büyüyen Hayaller
Beş yıldızlı Hilton oteli projesi ise Bitlis’in yalnızca iç turizmde değil, uluslararası platformda da bir cazibe merkezi haline geleceğinin sinyallerini veriyor. Bitlis’in doğal güzelliklerini ve tarihî mirasını dünyaya tanıtacak bu vizyon, şehre yeni bir pencere açacak.
Bir Vakıf, Bin Umut: BETAV
BETAV – Bitlis Eğitim ve Tanıtma Vakfı – her yıl binlerce öğrenciye burs sağlayarak geleceğe umut taşıyor. Sadece maddi destek değil, aynı zamanda bir sahiplenme duygusu veriyor bu gençlere: “Yalnız değilsiniz, arkanızda memleketine sevdalı insanlar var” mesajını taşıyor.
Son Vefa: Bitlis'e Tıp Fakültesi Armağanı
Eren Ailesi’nin Bitlis’e yönelik yatırımlar zincirindeki en anlamlı ve en hayati halka ise hiç şüphesiz Tıp Fakültesi olmuştur. Bu yatırım, yalnızca bir eğitim projesi değil, aynı zamanda bir insanlık hizmetidir.
Bir şehre tıp fakültesi kazandırmak, sadece doktor yetiştirmek değildir. Sağlıkta hizmet kalitesini yükseltmektir, nitelikli beyinleri memlekete kazandırmaktır. Gençlerin büyük şehirlere gitmeden kendi şehirlerinde okuyup, doktor olup, kendi insanına hizmet etmesidir. Erenler bunu yaptı.
Bugün Bitlis’in dağlarında yankılanan ambulans seslerinde, bir annenin doğumhanede tuttuğu duada, bir yaşlının yeniden yürüyebildiği klinikte, Eren Ailesi’nin ismi gizli bir minnetle anılıyor. Çünkü bu tıp fakültesi, kelimenin tam anlamıyla bir hayat armağanıdır Bitlis’e.
Ahmet Eren: Sessiz Gücün Temsilcisi
Eren Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Eren, büyük laflar etmeden büyük işler yapmaya devam ediyor. Onun liderliği, reklamla değil, sonuçla kendini gösteriyor. Bitlis’te yükselen her okulda, çalışan her fabrikada, alınan her diplomanın ucunda onun ve ailesinin izi var.
Son Söz: Eren Ailesi, Bir Memleketin Yüz Akı
Eren Ailesi’nin hikayesi, zenginlikten çok bir gönül zenginliği hikâyesidir. Bitlis’e cami de yaptılar, okul da… Fabrika da kurdular, tıp fakültesi de… Ama en önemlisi: Umut ektiler. Güven verdiler. Onurlandırdılar.
Her memlekete bir Eren ailesi gerek. Çünkü şehirler, sadece yollarla değil, yürekle kalkınır.